26 Nisan 2019 Cuma


Türk ve İslam Eserleri Müzesi

Nursena Bayraktepe,11-A, 2019


Türk ve İslam Eserleri Müzesi, İstanbul’un tarihi alanlarından olan At Meydanı içerisinde yer alır. Türk ve İslam Eserleri Müzesindeki eserler bir Osmanlı mimarisi olan İbrahim Paşa Sarayı’nda sergilenmektedir.

Müzenin tarihinden kısaca bahsedecek olursak: Müze, Osmanlı Dönemi’nde açılan son müze olarak değerlendirilebilir. Türk ve İslam Eserleri Müzesi ilk olarak “Evkaf-ı İslâmiye” (İslâm Vakıfları Müzesi) adıyla 1914 yılında Süleymaniye Külliyesi içerisinde bulunan İmaret binasında ziyaretçi kabul etmeye başlamıştır. Müzenin açılma nedeni o dönemlerde vakıf binalardan eserlerin çalınmaya başlamasıdır. Sadrazam Hilmi Paşa’nın harekete geçmesiyle gümrüklere haber gönderilmiş, çalınan eserlerin Avrupa’ya kaçırılma ihtimaline karşı dikkatli olunması emredilmiş olsa da hırsızlıkların önüne geçilememiştir. Bu olaylar neticesinde vakıf eserlerinin bir araya toplanması gündem haline gelmiştir. Müze-i Hümayun Müdürü Osman Hamdi Bey önderliğinde kurulan komisyon eliyle vakıf binalarındaki -halı, kilim, el yazması, ahşap kapı, kandil, mihrap, çinileri gibi- eserler toplatılmış ve Evkaf-ı İslamiye Müzesi kurulmuştur.
Müze 1983 yılında Süleymaniye Külliyesi içerisindeki yerinden günümüzdeki yeri olan İbrahim Paşa Sarayı’na taşınmıştır.

Türk ve İslam Eserleri Müzesi oldukça geniş, çeşitli koleksiyonlara sahiptir. İslam kültürünün başlarından itibaren 20. yüzyıla kadar Türk ve İslam sanat dünyasına ait birçok eser bu müzede sergilenmektedir. Emevi, Abbasi, Kuzey Afrika, Endülüs, Fatımî, Selçuklu, Eyyubî, İlhanlı, Memlük, Timurlu, Safavî devletleri; Kafkas ülkeleri, Anayasal dolu beylikleri ile Selçuklu, Osmanlı dönemlerine ait birçok el yazması , çini, seramik eşya, halı, kilim gibi eserler ziyaretçilere sergilenmektedir. Eserlerin ve sergi mekanının tarihi dokularının birleşmesiyle müzede etkileyici bir atmosferin hakim olduğunu düşünmekteyiz.

Türk ve İslam Eserleri Müzesi kendi başına bir müze olarak adlandırılabilecek birkaç bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler: halı, el yazmaları, ahşap, taş, cam-maden-seramik ve etnografya bölümleridir. Ayrıca müze, “Mukaddes Emanetler” bölümüyle de ziyaretçileri beklemektedir.

Müzenin “El Yazması” bölümü, İslam’ın ilk dönemlerinden 20. yüzyıla kadar geniş İslam coğrafyasında bulunan ülkelere ait eserleri barındıran çeşitli bir koleksiyona sahiptir. Osmanlı hükümdarlarının kendi adlarına yaptırdıkları kütüphanelerde yer alması için usta sanatçı ve hattatlara yazdırdıkları, onlara hediye edilmiş eserler; fermanlar, Kur’anlar, vakfiyeler gibi eşi olmayan belgeler yer veya zaman tasnifiyle müzede yerlerini almaktadırlar. Koleksiyondaki eser sayısı 18.298’i bulmaktadır.


Müzenin “Halılar” bölümü yine kendi başına bir müze niteliği taşıyabilecek kadar zengindir. Bölümüde genel itibariyle 15-17. yüzyıl dönemlerine ait halılar, kilimler ve seccadeler bulunmaktadır. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait Anadolu’dan birçok eserin yer almasının yanı sıra halıcılık gelenekleriyle oldukça değerli bir üne  sahip olan İran ve Kafkasya kültürlerine ait eserler de koleksiyonda yer almaktadır.

Müzenin “Maden- Cam- Seramik” bölümünde yer alan eserler 12-13. yüzyıldan Osmanlı’nın son dönemine kadar yaşanan süreçte hem günlük eşyaların hem de sanat ve bilim alanında kullanılan araçların değişimini, gelişimini değerlendirmemizde bizlere yardımcı olmaktadır. Bu bölüm özellikle Osmanlı Dönemine ait cam ve seramikten oluşan süs eşyaları, vazolar ve kaseleri içerisinde barındırmaktadır. Ahşap ve taş eserleri de göz önünde bulundurarak müzede gözümüze çarpan diğer eserleri şöyle sıralayabiliriz: çeşitli duvar kalıntıları, kapı ve pencere parçaları, Selçuklu ve Osmanlı’ya ait çiniler ve kabartma eserler, rahle ve mahfazalar, sedef işlemeli sandukalar, çeşitli sütunlar, kitabeler...

Müze içerisinde yer alan “Etnografya” bölümü yakın tarihi içerisine alır. Türk-Osmanlı günlük hayatının önemli unsurlarını -hamam, kahve, giyim, eşya vs.- geniş bir çerçeveyle ele alır. Etnografya bölümü yenilenme çalışması sebebiyle şu anda günümüze kapalıdır. İçerisinde bulunduğumuz 2019 yılının ilk aylarında bölümün ziyaretçiye açılmasının planlandığı bildirilmiştir.

Müzede “Mukaddes Emanetler” bölümü de yer almaktadır. Bu bölümde göze çarpan eserler sakal-ı şerifler, hilye-i saadetler, kabe kilidi, mühürler, Hz. Peygamber’in şeceresi ve Osmanlı dönemine ait kıblenümadır.

Son olarak şunları söyleyebiliriz ki: Bu müze hem içerisinde bulundurduğu eserler hem de kendi varlığı sebebiyle tarihin önemli buluşma noktalarındandır. Yazının başında da belirttiğimiz gibi müzenin günümüzdeki konumu İstanbul’un en önemli tarihi alanlarındandır. Güncel, modern zamanın uğraşlarından fırsat bulabildiğiniz müddetçe İstanbul’u ve İstanbul’un tarihi dokusunu keşfederken At Meydanı’nda yer alan Türk ve İslam Eserleri Müzesini de duraklarınızı arasına yazmayı unutmayın.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder