Türk ve İslam Eserleri Müzesi
Nursena Bayraktepe,11-A, 2019
Türk
ve İslam Eserleri Müzesi, İstanbul’un tarihi alanlarından olan At Meydanı
içerisinde yer alır. Türk ve İslam Eserleri Müzesindeki eserler bir Osmanlı
mimarisi olan İbrahim Paşa Sarayı’nda sergilenmektedir.
Müzenin
tarihinden kısaca bahsedecek olursak: Müze, Osmanlı Dönemi’nde açılan son müze
olarak değerlendirilebilir. Türk ve İslam Eserleri Müzesi ilk olarak “Evkaf-ı
İslâmiye” (İslâm Vakıfları Müzesi) adıyla 1914 yılında Süleymaniye Külliyesi
içerisinde bulunan İmaret binasında ziyaretçi kabul etmeye başlamıştır. Müzenin
açılma nedeni o dönemlerde vakıf binalardan eserlerin çalınmaya başlamasıdır.
Sadrazam Hilmi Paşa’nın harekete geçmesiyle gümrüklere haber gönderilmiş,
çalınan eserlerin Avrupa’ya kaçırılma ihtimaline karşı dikkatli olunması emredilmiş
olsa da hırsızlıkların önüne geçilememiştir. Bu olaylar neticesinde vakıf
eserlerinin bir araya toplanması gündem haline gelmiştir. Müze-i Hümayun Müdürü
Osman Hamdi Bey önderliğinde kurulan komisyon eliyle vakıf binalarındaki -halı,
kilim, el yazması, ahşap kapı, kandil, mihrap, çinileri gibi- eserler
toplatılmış ve Evkaf-ı İslamiye Müzesi kurulmuştur.
Müze
1983 yılında Süleymaniye Külliyesi içerisindeki yerinden günümüzdeki yeri olan
İbrahim Paşa Sarayı’na taşınmıştır.
Türk
ve İslam Eserleri Müzesi oldukça geniş, çeşitli koleksiyonlara sahiptir. İslam
kültürünün başlarından itibaren 20. yüzyıla kadar Türk ve İslam sanat dünyasına
ait birçok eser bu müzede sergilenmektedir. Emevi, Abbasi, Kuzey Afrika,
Endülüs, Fatımî, Selçuklu, Eyyubî, İlhanlı, Memlük, Timurlu, Safavî devletleri;
Kafkas ülkeleri, Anayasal dolu beylikleri ile Selçuklu, Osmanlı dönemlerine ait
birçok el yazması , çini, seramik eşya, halı, kilim gibi eserler ziyaretçilere
sergilenmektedir. Eserlerin ve sergi mekanının tarihi dokularının birleşmesiyle
müzede etkileyici bir atmosferin hakim olduğunu düşünmekteyiz.
Türk
ve İslam Eserleri Müzesi kendi başına bir müze olarak adlandırılabilecek birkaç
bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler: halı, el yazmaları, ahşap, taş,
cam-maden-seramik ve etnografya bölümleridir. Ayrıca müze, “Mukaddes Emanetler”
bölümüyle de ziyaretçileri beklemektedir.
Müzenin
“El Yazması” bölümü, İslam’ın ilk dönemlerinden 20. yüzyıla kadar geniş İslam
coğrafyasında bulunan ülkelere ait eserleri barındıran çeşitli bir koleksiyona
sahiptir. Osmanlı hükümdarlarının kendi adlarına yaptırdıkları kütüphanelerde
yer alması için usta sanatçı ve hattatlara yazdırdıkları, onlara hediye edilmiş
eserler; fermanlar, Kur’anlar, vakfiyeler gibi eşi olmayan belgeler yer veya
zaman tasnifiyle müzede yerlerini almaktadırlar. Koleksiyondaki eser sayısı
18.298’i bulmaktadır.
Müzenin
“Halılar” bölümü yine kendi başına bir müze niteliği taşıyabilecek kadar
zengindir. Bölümüde genel itibariyle 15-17. yüzyıl dönemlerine ait halılar,
kilimler ve seccadeler bulunmaktadır. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait
Anadolu’dan birçok eserin yer almasının yanı sıra halıcılık gelenekleriyle
oldukça değerli bir üne sahip olan İran
ve Kafkasya kültürlerine ait eserler de koleksiyonda yer almaktadır.
Müzenin
“Maden- Cam- Seramik” bölümünde yer alan eserler 12-13. yüzyıldan Osmanlı’nın
son dönemine kadar yaşanan süreçte hem günlük eşyaların hem de sanat ve bilim
alanında kullanılan araçların değişimini, gelişimini değerlendirmemizde bizlere
yardımcı olmaktadır. Bu bölüm özellikle Osmanlı Dönemine ait cam ve seramikten
oluşan süs eşyaları, vazolar ve kaseleri içerisinde barındırmaktadır. Ahşap ve
taş eserleri de göz önünde bulundurarak müzede gözümüze çarpan diğer eserleri
şöyle sıralayabiliriz: çeşitli duvar kalıntıları, kapı ve pencere parçaları,
Selçuklu ve Osmanlı’ya ait çiniler ve kabartma eserler, rahle ve mahfazalar,
sedef işlemeli sandukalar, çeşitli sütunlar, kitabeler...
Müze
içerisinde yer alan “Etnografya” bölümü yakın tarihi içerisine alır. Türk-Osmanlı
günlük hayatının önemli unsurlarını -hamam, kahve, giyim, eşya vs.- geniş bir
çerçeveyle ele alır. Etnografya bölümü yenilenme çalışması sebebiyle şu anda
günümüze kapalıdır. İçerisinde bulunduğumuz 2019 yılının ilk aylarında bölümün
ziyaretçiye açılmasının planlandığı bildirilmiştir.
Müzede
“Mukaddes Emanetler” bölümü de yer almaktadır. Bu bölümde göze çarpan eserler
sakal-ı şerifler, hilye-i saadetler, kabe kilidi, mühürler, Hz. Peygamber’in
şeceresi ve Osmanlı dönemine ait kıblenümadır.
Son
olarak şunları söyleyebiliriz ki: Bu müze hem içerisinde bulundurduğu eserler
hem de kendi varlığı sebebiyle tarihin önemli buluşma noktalarındandır. Yazının
başında da belirttiğimiz gibi müzenin günümüzdeki konumu İstanbul’un en önemli
tarihi alanlarındandır. Güncel, modern zamanın uğraşlarından fırsat
bulabildiğiniz müddetçe İstanbul’u ve İstanbul’un tarihi dokusunu keşfederken
At Meydanı’nda yer alan Türk ve İslam Eserleri Müzesini de duraklarınızı
arasına yazmayı unutmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder